Monster Pusat Clutch (Son Bakış)

Hiçbir zaman tam anlamıyla bir konsol oyuncusu olmadım. Oyunculuk her zaman benim için klavye ve fareden ibaretti. Nadiren 2D veya indie bir oyun oynayacağım zaman, veya hakaret gibi olmasın ama klavye ve farenin ciddiyetine ve görkemine yakışmayacak bir oyun oynayacağım zaman, F310'unumu çekmecemden çıkarır ve söz konusu oyunları böyle bitirirdim. Tabii sol baş parmağımda hafif bir ağrıyla... 

Bunun tabii ki direkt alışmakla ilgisi olduğu bariz. Ama yine de mesela Red Dead Redemption 2 gibi her köşesi detay kokan bir oyunu gamepad ile oynayıp, otomatik hedeflemeyi açma zorunluluğu hissetme düşüncesi tüylerimi ürpertiyor. Yani farenin hissettirdiği özgürlük ve ferahlık sadece FPS oyunlarda göstermiyor bence kendini.

O bir yana; ilk paragrafta bahsettiğim gibi klavye-fare ikilisinin ciddiyetine yakışacak oyunların oldukça azalmasından mıdır, daha da önemlisi; artık yarış oyunlarını (NFS hariç 😒) kolla oynayarak tetik tuşlarındaki gaz-fren ve yönlendirmedeki hassasiyete özendiğimden midir bilmem, bir oyun kolu almaya heves ettim.

Buraya kadar anlaşıldığı üzere bu yazının oyun kolları ile çok içli dışlı olmayan, fakat son nesil Xbox kolu da dahil bugüne kadar çıkan belli başlı kolları yeterince deneyimlemiş birinin gözlemleri olduğunun altını çizmek isterim.

Bu işin bilgisayar oyunculuğu için bir numarası olan Xbox kontrolcülerinin o zamanlar piyasada hep bluetooth'lu versiyonunu görmem, (ki bu da ayrıyeten bana bluetooth adaptörü alma işi çıkaracaktı), Microsoft'un her zamanki şeytanlığıyla kumandanın kablosunu bile ayrı satması gibi bazı kıl eden durumlar, ve pek tabii ki en önemlisi fiyatlar... İşte böyle bir zamanda çıkınca Pusat Clutch, ben de "Monster önceki hatalarından ders almıştır ve ortaya güzel bir iş çıkarmıştır" diye düşündüm, ve gözüm kapalı satın alıverdim.

Yine en baştan ismine takıldığımı da belirtmem gerek. Monster, bilgisayar model isimleri konusunda bir karakter oturtmuşken, ekipmanlar için aynısını söylemek mümkün değil. Daha önce Msi'ın fare modellerinde gördüğüm bu Clutch ismini seçme sebeplerine de anlam veremedim.

Benim bu kolu seçme sebebime dönecek olursak da aklımı çelen şeyin özellik konusunda ellerini korkak alıştırmamaları olduğunu söyleyebilirim. Öyleyse bunları artı hanesine yazarak başlayalım.

+ Hem dongle ile hem de bluetooth ile bağlanma seçeneğinin olması.

+ Ve tabii ki kablolu seçeneği. Üstelik kutudan kablosu çıkıyor. Vuuhuu. Kadere bakın ki, kutudan çıkan kabloya da artı puan vermek varmış. 

- Ama kablo biraz kısa gibi geldi. Belki de sadece cihazı şarj etme düşüncesiyle eklendiği içindir. Çünkü örneğin F310'u kasanın arkasına bile taktığımda yeterince rahat yetiştiğini hatırlıyorum.

+ Evet cihazın bataryalı olması da bir avantaj gibi görünüyor. Özellikle pil masrafı da çıkmasın isteyenler ve kafam rahat olsuncular için.

Ben şahsen son zamanlarda pilli cihazların daha avantajlı olduğunu düşünmeye başlasam da, batarya konusunda Pusat Clutch'ın şöyle bir rahatlığı olabilir: batarya ömrü çok kısaldı veya bozuldu diyelim, Monster'ın gerçekten bu konuda kimseyi mağdur bırakacağını sanmıyorum. Eminim gelecekte çıkacak yeni bir gamepad için bu yedek batarya işine de gireceklerdir.

+ Hem ayrıyeten masa üstünde kullanılabilecek, hem de kolayca kumandaya takılabilecek bir telefon tutucu da kutuya dahil.

- Ama oldukça hassas ve her an parçalara ayrılabilecek cinsten bir dandiklikte olduğu hissini veriyor bu tutucu.

+ Tuş takımının ledleri oldukça hoş duruyor. İstenmediğinde kapatılabiliyor fakat açık haliyle de herhangi bir rahatsız edici parlaklığa sahip değil.

+ Yine yön tuşlarının da değiştirilebilir olması oldukça güzel bir düşünce. Kendi üzerinde yuvarlak, kutu içeriğinde de bir adet klasik yönlendirme tuş takımı çıkıyor. Açıkça itiraf etmek gerekirse bir Xbox koluyla karşılaştırdığımda bana avantajlı gelebilecek tek kısım bu. Xbox kolunun çıt çıt ses çıkaran yön tuşlarını göz önüne alırsak özellikle de butonla yönlendirme yapmak isteyebileceğim eski tarz 2D oyunlar için. 

+ Bu kadar Xbox demişken, PC ve Android cihazların yanı sıra Xbox Series ve Nintendo Switch'te de kullanılabiliyor. Umarım Switch'e uyarlanma sebebi; "A, B, X, Y" butonlarının olması değildir, çünkü onda dizilimi bayağı farklı da 😁

Buraya kadar her şey fena değil gibi gözüküyor, ama üzülerek söylemeliyim ki oyun deneyimi başlayınca yanlışlıklar da ufaktan baş göstermeye başlıyor.

- Öncelikle gamepad'in avuç içine gelen kısımları boyut olarak çok farklı görünmese de ele alınca maalesef özellikle de birazcık büyük ele sahip oyuncular için pek rahat hissettirmiyor, yani biraz fazla ince tasarlanmış.

- Uzatmaya gerek yok, analoglar çok sert.

- Bir analog eleştirisini de ayrı yapmak gerekir ki maalesef analoglarda temel yönlerin (ileri, geri, sağ, sol) yakınlarında hafif ölü bölgeler var. Yani şu anlama geliyor; örneğin hafif sağlı ileri yaptığınızda dahi sıfır açıyla ileri gitmiş oluyorsunuz. Bu kör noktaları en basit şekliyle anlatan bir gif buldum:

Aslında bir noktada buna iyimser baktım çünkü zaten bir oyunda sırf hafif açı verdim diye karakterin yamuk yürüyeceği düşüncesi günü gününden pek mantıklı gelmiyordu. Ama sonradan fark ettim ki güncel oyunlarda bu ölü nokta olayı biraz pahalıya mal oluyor, örneğin Forza'da sağ analogla biraz sağa sola bakayım dediğinizde kameranın sık sık saçmaladığı oluyor. O süre içerisinde A Plague Tale: Requiem'i Pusat Clutch ile denediğimde de pek rahat gelmeme sebebi de belki de buydu.

- Geldik en çok tartışılan kısma. Bu ölü bölge sorununun tetiklerde de kendini gösterdiğine. Açıkçası tuşları test etme programlarından birine girdiğinizde yine aşırı sorun görmüyorsunuz ama bolca Forza oynadıktan sonra kendimce bu hassasiyet sorununun Clutch'ta neden iyi olmadığını anladım.

Belli ki bunun sebebi aslında sadece tetik tuşlarına yapılan az baskının algılanmaması değil, benzer şekilde; sonuna kadar baskı uygulanmasa dahi bunun oyunlarda %100 baskı olarak algılanması. Yani o arada size bırakılan kısa mesafe maalesef yeterli özgürlüğü sağlamıyor. Bunu da böyle bir görsel ile açıklamaya çalıştım:

- Son olarak kullanım kılavuzunda bazı konularda yeterli açıklama yapılmadığını da söylemeliyim. Ben tabii gamepad satışa açıldıktan kısa süre aldım ve daha sonradan kılavuz güncellenmiş olabilir. Örneğin led ışıklarının nasıl kapanacağını bulamamış ve bir videodan öğrenmiştim.

...

Biraz fazla uzayan bir yazı oldu, ve sonuca gelecek olursak, gamepad piyasasında yıllardan beri süregelen sığlığın, çeşitsizlik ve kalite sorunlarının değişmediği ortada. Böyle bir dönemde çıkan Pusat Clutch'ın da bunu avantajına çeviremediğini söylemek de yanlış olmaz. 

Normal şartlarda her şeye rağmen anlayışla karşılanabilecek eksiklikleri olsa da, cihaza biçilen fiyat maalesef pek öyle demiyor. Ürün, ben bu yazıyı yazarken olan 1449 TL fiyatının altında eziliyor. Ve bir kez daha ülkenize ait bir ürün almanın bir avantajını hissedemiyorsunuz. İster istemez koyulan o kadar özelliğin sadece bir göz doldurma olduğunu düşündürüyor insana. 

Firmaların tüm o tüketim çılgınlığı ve doğa kirliliğine karşı olma tutumundan kaynaklı, az ama öz, yani az satış-çok kazanç(!) ilkesine Monster da ayak uyduruyor belki de. Ama dilerdim ki keşke bu gamepad ile ya az, ya da öz olmayı hedefleseydi.

Fiyat-Performans Değeri
✮✮✮✩✩

Yorumlar